Bloguma başlarken herkesin bunları bilmesi gerek yani en azından bir fikir sahibi olması gerek diyerekten, ilk ele alınması gereken konunun Türkler olması gerektiğinde karar kıldım. Şimdi ele alacağımız konular bilinen milattan önceki ilk Türk topluluklarını içeriyor.
Türklerin ataları, Batılı tarihçiler tarafından M.Ö. 2500 ile M.Ö. 1700 yılları arasındaki Afanasiyevo kültürü ile başlar ve M.Ö. 1700 ile M.Ö. 1200 yılları arasındaki Andronovo Kültürü ile devam eder. Bu ırkın savaşçı ve göçebe kültüre sahip olduğu, M.Ö. 1700 yılları sonrasında kitleler halinde Altay Dağlarıile Tanrı Dağları arasındaki bölgeye yayıldığı bilinmektedir.
Türklerin de en eski ataları aralarında bulunmuş olması gereken bu çekik gözlü ve brakisefal tipi insanlardan oluşan göçebe toplulukların o dönemdeki yaşam şekillerini, Sibirya ile Alaska yerlilerinin ortak noktalarını bularak, net bir şekilde ortaya koyabilmek mümkündür. Elde edilen manzara iyi gelişmiş bir göçebe kültürünü göstermektedir. Türklerin en eski ataları uzun süre böyle yaşamış, ve bu kültürü hayvan yetiştiriciliği ile geliştirmiştir. M.Ö.450 yıllarına kadar Sibiryanın Tayga ikliminde ren geyiği yetiştiricileri olarak yaşadıkları kabul edilir. M.Ö.450'den itibaren Moğolistan'a doğru hareket ettikleri ve orada bulunan Hint-Avrupa halklarını oradan kaçırdıkları, bölgede bulunan kafataslarının incelenmesi ile kanıtlanmıştır.
Ön-Türkler'in, kültürel açıdan M.Ö'ki karanlık dönemleri açısından Afanasyevo kültürü, Anav Kültürü, Andronovo Kültürü, Karasuk kültürü, Tagar Kültürü, Kelteminar Kültürü gibi alanlardan etkilendikleri ve Türk kültürünün bu tarihi çevrelerden beslendiği ileri sürülmektedir.
Ön Türkler;
Göktürkler'den önceki tarih devirlerinde (6. yüzyıldan önce) var olmuş ve sonradan Türkler tarafından benimsenen bazı sosyal özelliklere sahip olan, Türk dil ailesine mensup diller konuştukları ve anaerkil oldukları ancak daha sonra çevre toplumların etkisiyle ataerkil oldukları tahmin edilen topluluklar
Bazı bilim adamları, antik Çin yazılarında sözü edilen "Tue'kue" sözcüğünün Türk anlamına geldiğini kabul ederler, ve "Türk" olgusunu Milattan önceki yüzyıllara kadar geri götürmenin mümkün olduğu görüşünü savunurlar. Ancak çoğu batılı bilim adamı, M.S 6. yüzyıl ortalarında Göktürk Kağanlığı'nın ortaya çıkışından önceki dönem için "Türk" sözcüğünü kullanmaz ve bundan daha eski olan ve Türklerle akraba olan halklara Prototürk veya Ön Türk adını verir.
Anav Kültürü;
Anav Kültürü (M.Ö. 7000 - M.Ö. 1000), bugünkü Türkmenistan'ın başkenti Aşkabat yakınlarında Anav bölgesinde yapılan kazılarda bulunmuş Türk kültür bölgesi.
Bu kültürün başlangıcı, kazılarda bulunan eşyalara uygulanan karbon-14 elementinin radyoaktif yarılanma ömrü testlerine dayanılarak en eski M.Ö. 7000 ile M.Ö. 5000 yılları arasına tarihlenir. Başka kaynaklara göre hatta M.Ö. 10000 ile M.Ö. 9000 yılları arasına tarihlenebilir.Kazılar sonucunda bu kültür çevresindeki insanların, yerleşik oldukları, tuğladan yapılma evlerde oturdukları, dokumacılık, toprak ve bakır işlemeciliği, koyun, keçi, sığır ve deve besledikleri ve bununla birlikte tarım da yaptıkları ortaya çıkmıştır.
Bazı tarihçiler tarafından Anav kültürü ile Ön Türkler arasında bağlantı olabileceği öne sürülmüştür.
Afanasiyevo Kültürü;
Afanasyevo kültürü, Orta Asya'daki Tunç Çağı Türk kültür çevrelerinden biridir.
MÖ 3200 ile MÖ 1700 arasına tarihlenir. Altay ve Sayan dağlarının kuzeybatısındaki bozkırlarda gelişmiştir. Avcılık, hayvancılık, taştan ve bakırdan eşyalar yaptıkları kazılar sonucu ortaya çıkmış toplululuktur.
Kurot ve Kuyum kurganlarından çıkan buluntular, bu kültür çevresinde yaşayan insanların at, sığır ve deveyi evcilleştirmiş oldukları, bakırcılığı bildikleri, avcı ve savaşçı bir topluluk oldukları anlaşılmaktadır.
Bilim adamları, Altay'larda gelişen bu kültürün Orhun nehirleri bölgesini de etkisi altına alarak Orta Asya medeniyetinin temelini oluşturduğu fikrini benimsemektedir.
Ayrıca onlar, kartalı kutsal bir hayvan olarak kabul etmiş, mezar taşlarına bu kuşun şeklini oymuşlardır. Mezarların içine de kartal pençesi bıraktıkları, Altay yöresinde iki kurganda yapılan kazılar sonucu ele geçen buluntulardan anlaşılmaktadır.
Andronovo Kültürü;
Andronova Kültürü, Altay - Tanrı Dağı dağları, Güney Sibirya ve Hazar'ın kuzeydoğusuna kadar uzanan bölgede gelişen Türk kültür çevresi. M.Ö. 1700 ile M.Ö. 1200 arasına tarihlenir. Afanasyevo Kültürü'ne benzeyen ve daha ileri bir seviyeye ulaşan kültürde bakır araçların yanı sıra tunç, gümüş ve altından araçlara da rastlanmıştır. Eşyalarını hayvan figürleri ile süsleyen bu kültür atı evcilleştirmiştir.
Andronovo Kültürü Ön-Türkler tarafından kurulduğuna dair bazi kanıtlar var.
Karasuk Kültürü;
Karasuk Kültürü, MÖ 1200- MÖ 700 yılları arasına tarihlenen Tunç Çağına ait kültür Türk çevresi. Karasuk kelimesi orijinali ve yöre halkının dilinde Karasug/Karasuğ diye söylenir. Manası Kara-su demektir.
Bu kültür adını Yenisey ırmağının kollarından biri olan Karasuk nehrinden almıştır. Orta Asya uygarlığında demir ilk defa bu bölgede işlenmiştir. Keçeden dokunan çadırlarla örtülü dört tekerlekli arabaların kullanıldığı yapılan kazılar sonucunda tespit edilmiştir.
Ölü gömme adetleri ve seramik süslemeleriyle Andronovo Kültürüyle benzerlik gösteren Karasuk kültürü çevresinde yaşayan insanlar, at, deve, sığır ve koyun beslemekte, dokumacılığı bilmekte idiler. En yaygın abideleri mezarlarıydı. Taştan yapılan yamuk dörtgen biçiminde yapılan tabutlardaki ölüler baş kısmı geniş tarafa gelecek şekilde ya sırt üstü ya da esnetilmiş olarak yatırılmıştı. Taş veya kil toprak içine döküm yöntemiyle bronzdan yapılmış kürekler, bıçaklar ve benzeri el aletlerinin kabzaları, halka halka, mantar şeklinde ya da hayvan figürü şeklinde sanatsal uğraşlarla yapılmıştı.
Bu devreye ait kurganlardaki buluntular arasında yüzük, bilezik, küpe gibi süs eşyalarına rastlanmaktadır. Kabzaları hayvan figürüyle süslenmiş hançerler, Orta Asya'daki İskit geleneğinin belirtisidir. Atlı-göçebe kültürünün Orta Asya'ya tamamen yayılarak İskit göçebe kültürünün temelini oluşturmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder